24 Mart 2012 Cumartesi

Yağmur kaçamağı

 

Ölü Gelin: Yapamam.  
Victor: Sorun ne?  
Ölü Gelin: Her şey yanlış. Gelin olmuştum,hayallerim benden çalındı.
Şimdi bir başkasının hayalini çalıyorum. Seni seviyorum Victor fakat sen bana ait değilsin.


Nedir Bu Açlık Oyunları?   

      Bir süredir çevremde Açlık Oyunları muhabbetidir  dönüp duruyor. Nedir bu Açlık Oyunları diyerekten Google’dan yardım istedim. Aramalarım sonucunda bir kitap serisine ve 23 Mart’ta vizyona girecek olan Açlık Oyunları filminin fragmanına ulaştım. Meğer kitaplardan sinemaya aktarılan bir seri daha başlıyormuş. Harry Potter, Alacakaranlık, Milenyum gibi fenemone dönüşen kitapların filmlerinden sonra bu furyaya Açlık Oyunları da katılacağa benziyor. Serinin ilk kitabı olan Açlık Oyunları’nın sinemaya aktarılmasıyla başlayan seri şüphesiz ki serinin diğer kitapları olan ‘’Ateşi Yakalamak’’ ve ‘’Alaycı Kuş’’un sinemaya aktarılmasıyla devam edecektir. Kitaplarını okumadığım o yüzden kitaplar için yorum yapamayacağım bu serinin fragmanına baktığımda ise söyleyebileceğim tek şey; fragmanda bu filmi izleme isteği uyandıran bir şeyler olduğu. Fragman iyi hoşta peki nedir bu işin konusu diye göz attığımda da;  Panem ulusu denilen bir halkın 12 bölgeye ayrılmış başkenti Capitol’da her yıl yapılan Açlık Oyunları’na katılma zorunluluğu olan bu 12 bölgeden seçilen yaşları 12 ila 18 arasında değişen kız ve erkek çocuklarının ölümüne savaştıkları bir oyunla karşı karşıya kaldım. Kitabın ve filmin baş kahramanı olan Katniss, kız kardeşi Prim’in oyuna seçilmesinin ardından duruma el koyup onun yerine oyuna katılmaya gönüllü olur. Böylece olaylar gelişir. Oyuna seçilen bir diğer isim olan Peeta ile Katniss arasında bir aşk doğar ama Katniss, Gale’e karşıda bir şeyler hissedince işler karşır. Genel olarak bakıldığında bir filmi izlenebilir kılacak pek çok unsuru içinde barındırmaktadır. Bilim kurgu ve fantastik öğelerle aşkı bir araya getiren, farklı konusuyla dikkat çeken Açlık Oyunları’nı izlemek keyifli olacağa benziyor.
Aşk asla pişman olmamaktır. 



Gözün aydın olsun güzelim
 

9 Mart 2012 Cuma

Amelie - 

   Her zaman daha iyi bir hayata, daha iyi bir işe, daha iyi bir sevgiliye sahip olmak için koşuşturup durduğumuz ve bu yüzden keyif alabileceğimiz bir çok şeyi kaçırdığımızı,küçük şeylerle mutlu olabilen ve sıradan bir hayatın aslında düşünüldüğü kadar sıradan olmadığını bizlere gösteren masalsı bir film.Yann Tiersen'a ait film müzikleri de en az film kadar büyüleyici ve dinlenesi.

8 Mart 2012 Perşembe

Paris I Love You - 

 Aşkın kaç yüzü olabilir? Paris I Love You, 20 farklı aşk tanımını bize güzel bir aranjmanla sunmuş durumda. İçinde 20 tane kısa film barındıran bu büyük film, insanların aşka bakış açılarını ve sevme yeteneğimizin çeşitliliğine güzel bir şekilde anlatıyor.
Notting Hill -
  Baş rollerini Julia Roberts ve Hugh Grant'ın paylaştığı, romantik komedi türünde artık klişeleşen bir konuya sahip olmasına rağmen yine de sevimli ve izlemeye değer bir film.